MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki küme toplantısında konuştu.
Gündeme ait açıklamalarda bulunan Bahçeli, Meclis’e gelen fezlekeleri kıymetlendirdi. Bahçeli, “TBMM’de biriken fezlekelerin bir an evvel görüşülerek karara bağlanması terörle gayret teşvik edici ve kamçılayıcı bir fonksiyon görecektir.” diye belirtti.
Yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili konuşan Bahçeli, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünün yeni bir anayasa ile taçlandırmak bu ülkeye bu millete yapılacak en kıymetli hizmetlerden birisidir. Bu hizmetin onuruna ortak olanları tarih hürmetle anacaktır.” dedi. CHP ve GÜZEL Parti’ye davet yapan Bahçeli, “Gelin el birliği yapalım, istikbalin rotasını çizecek yeni bir sayfa açalım.” sözlerini kullandı.
Bahçeli’nin açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
“Meclis-i gazi varlığı gazi devleti gazi olan bir milletin ve onun aziz temsilcilerinin teröre bulamış Türkiye düşmanlarıyla el ele vermiş siyasi bölücülere göz yumması da düşünülemeyecektir. TBMM’de biriken fezlekelerin bir an evvel görüşülerek karara bağlanması terörle uğraş teşvik edici ve kamçılayıcı bir fonksiyon görecektir.
Milletin önünde ve üstünde güç yoktur. Hiçbir bölücü odağın terörizme yardım ve yataklık yapan hiçbir menfur oluşumun mehmetlerimize kasteden hiçbir hain örgüt uzantısının gazi mecliste yeri olamaz. Demokrasi ismine söyleyebilecekleri tek bir kelam dahi olamaz. TBMM’de eşkıyanın değil kararı değil milletin kararı geçerlidir. Dün yedi düvele meydan okuyan en buhranlı anlarda bile demokrasinin faziletinden ayrılmayan gazi mecliste her fikre cevaz vardır lakin bölücülüğe müsaade, fırsat yoktur.”
YENİ ANAYASA ÇIKIŞI
1921 anayasanın görüşülmesi ve kabulünde yürürlükte bulunan yasal esaside yer alan özel nisap ve yöntemler uygulanmamış olağan yasalar için öngörülen kurallar işletilmişti. İki ay süren ateşli tartışmalar sonunda mutabakat sağlanıp esasen 23 unsurdan teşekkül eden ilaveten bir ayrık unsurdan oluşan anayasa TBMM’nin 21 Ocak 1921 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Bilhassa 1909 yılından sonra daha da artan bu tartışmaların temelinde padişah mı yoksa meclisi mebusan mı daha üstün sorusu daima gündemdeki yerini korumuştu. 1921 anayasasının birinci unsuru hakimiyetin bila kaydu kural milletin olduğunu irade adabının de halkın mukadderatını bir fiil elinde tutmasını baz almıştı.
1921 teşkilati esasiye kanunun üzerinden 100 yıl geçmiş olsa da yeni anayasa hazırlıkları ve çalışmaları hiç sonlanmamıştır. Maalesef son 60 yıla damga vuran darbe anayasaları millet ve devlet hayatının işleyişini adeta kilitlemiş siyasi ve hukuk kutuplaşmaları beslemiştir. Türkiye’mizin orijinal, sivil nitelikli, geniş iştirakli, tüm fikir ve eğilimleri kapsayan bir anayasaya gereksinimi olduğunu görmek ve bunun da gereğini ortaklaşa yapmak lazım. Teferruattan arındırılmış yalın ve anlaşılır, kararları ortasındaki çelişkilerden ayıklanmış kısa net, ulusal ve manevi hayatımızın asıllarını kavramış bize has gelecek ile geçmişi temerküz etmiş, münasebetleriyle gerçekleri yakalamış bir anayasa ile cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü kucaklamamız kaçınılmaz tarihi bir misyondur. Bu tarihi vazifeye MHP ön kuralsız hazırdır. Bu ihmal edilemez vazifenin şuuru Cumhur İttifakı’na ziyadesiyle hakimdir. Biz ulusal mutabakatı tarihte ahlakta kültürde kardeşlikte inançta başardık, iradede başardık, inanıyorum ki birebirini bir toplum mukavelesi bir toplumsal uzlaşma halinde yeni ve sivil bir Anayasa’da yapabilir başarabiliriz. Yeni anaysa amacı tıpkı vakitte Türk milletinin gayesidir. Bu maksattan kaçanları millet tarih affetmeyecektir. Gelecek jenerasyonlar hiç affetmeyecektir.”
CHP VE GÜZEL PARTİ’YE SESLENDİ
Herkes ittifakla darbe anayasasının rahatsızlığını lisana getirmekte yeni bir Anayasa’nın yazılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. O halde birtakım siyasi zihniyetlerin sudan sebeplerle oyun bozanlık yapmaları hem nalını hem mıhına vurmaları tutarsızlık ve samimiyetsizlik değil de nedir?
PKK uzantılarıyla anayasa masası kurup taslak metin hazırlayan CHP ve İP’in ulusal gereksinime dönen legal anayasa hazırlık sürecinde bigane kalması hangi anlayışın hangi ahlakın eseridir? Üstelik anaysa sıkıntısını güçlendirilmiş parlamenter sitem teklifiyle işin başından itibaren baltalama gayreti yanlış değil midir? Parlamenter sistem denenmiş ve tabanı boylamıştır. İdare hayatımızda müstesna bir ıslahat yapılmış tarihi müktesebatımıza uygun ulusal hasretlerle uyumlu bir sistem uygulama safhasına geçmiştir. Türk tipi başkanlık modeline abuk sabuk gayelerle hatta tam bir gafillik numunesiyle karşı çıkmak şayet cehalet değilse biliniz ki iş birlikçilik ve prensipsizliktir. Bayatlamış taktiklere baygın telakkilere karnımız toktur. Bunları kabulümüz kelam konusu değildir.
MHP yeni anaysa vizyonunu kavramış ve kararlılıkla çalışmaya koyulmuştur. Allah’ın müsaadesiyle çalışmalarımız nihayete erecek ortak akılla ve cumhur ittifakının ortak iradesiyle milletimizin varlığına müstehak bir anaysa hazırlık süreci inşallah tamamlanmış olacaktır. CHP’ye sesleniyorum gelin bu sürece siz de takviye verin. İP’de sesleniyorum gelin bu onurun içinde siz de yer alın. El birliği yapalım, darbe anayasasından aziz milletimizi kurtaralım, istikbalin rotasını çizecek yeni bir sayfa açalım.”
SAMİ SELÇUK’UN GAZETEMİZDE ÇIKAN YAZISI
Akdeniz ve Karadeniz’de Türkiye’nin ulusal güvenliği risk ve tehditlere maruz kalmışken, 104 emekli amiralin bildirisi bize nazaran karanlık bir planın birinci halkasıdır. Türkiye’nin mavi vatanında her zamankinden fazla önlemli ve kuvvetli olması gerekirken, 4 Nisan bildirisinin Deniz Kuvvetleri’mizi töhmet altında bırakması, donanmamız üzerine gölge düşürmesi iç ve dış kontakları olan ahlaksız bir tertiptir. Bu tertibe sahip çıkan kim varsa Yunanistan’ın hizasındadır. Yargıtay eski Lideri Sami Selçuk’un, 4 Nisan darbe davetinin mertçe kaleme alındığını bir gazete aracılığıyla açıklaması ise tam manasıyla namertliktir. Emekli amirallerin bildirisini anayasal hak gören, fikir özgürlüğüyle izah eden cunta sevdalıları, demokrasi muhalifleri, neyin ön hazırlığıyla, hangi maksatların propaganda faaliyetleriyle tembihlenmişlerdir? Her puslu devirde, yargıya yuvalanmış bir ucubenin ağzını açması, nifak saçması nereye kadar olağan karşılanacaktır 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimini mimarı olduğu 367 düğümüyle krize sokan Kanadoğlu’ndan sonra artık de devreye beyni sulanmış Yargıtay eski Lideri mı girmiştir?
YUNANİSTAN’A REAKSİYON GÖSTERDİ
“Ukrayna ve Rusya ortasında çıkacak mümkün bir savaşın öteki taraf ülkelerin müdahalesiyle yaygınlaşması sonuncu olarak huzur ve barış denizi olan Karadeniz’in kana boyanması kuşkusuz felakettir. Kuzeyimizde bunlar yaşanıyorken Akdeniz’de Yunanistan çarpık bir plan ve berbat bir senaryo dahilinde tahrik kampanyasını ağırlaştırmaktadır. Yunanistan Dışişleri Bakanının Türkiye ziyareti esnasında yayımlanan navtes ile Girit’in güney doğusunda bir Fransa araştırma gemisi ve refakatçisi Yunan savaş gemisi kıta sahanlığımıza tecavüz etmiştir. Yunanistan dışişleri bakanının Türk dışişleri bakanı ile ortak basın toplantısında sergilediği nezaketsiz mesnetsiz kaba ve gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan suçlayıcı sözü Türkiye’ye kriz çıkarmak için özel olarak gönderildiğine işaret etmiştir. Densizin ağzının hissesini veren gevşeyen ayarlarını sıkıştıran Çavuşoğlu’na huzurlarınızda yürekten tebrik ediyorum. Basın toplantısı öncesi Çavuşoğlu’na mevkidaşının anladığı lisandan konuşması konusunda talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımıza da şükranlarımı sunuyorum. Anlaşılan Türkiye’nin Akdeniz’de meşgul edilmesi planlanmaktadır. Bize nazaran buradaki maksat Rusya ve Ukrayna tansiyonundaki sağlam duruşumuzu bozmak doğu ve batı ortasındaki istikrarlı tavrımızı budayarak bir tercihe zorlamaktır. Yunanistan’ın maşalık ve korsanlığa.”
