Sıradan bir baş ağrısı olmayıp, tedavisi mümkün nörolojik bir hastalık olan migren, doktora en fazla müracaat nedenleri ortasında yer alıyor. Migren hormonlarının faal olduğu genç yaşlardaki bayanlarda görülme sıklığı, erkeklerin üç katına ulaşıyor. Bayanların yaklaşık yüzde 20’sinin, erkeklerin ise yüzde 8’inin migren hastası olduğu biliniyor.
Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Burcu Polat, ülkede her 5 bayan ile her 10 erkekten birinin “migren” hastalığı ile yaşadığını belirtti.
Hastalığın hem toplumsal hem iş hayatını direkt etkileyerek bireylerin ömür kalitesini epeyce düşüren birinci 10 hastalık ortasında olduğuna dikkati çeken Polat, “Migren DALY (disability-adjusted life years) yani engellilik durumuna nazaran ayarlanmış hastalığa maruz kalınan yıllar hesabıyla, migren felçten sonraki en değerli ikinci hastalıktır” sözünü kullandı.
UZMANA BAŞVURMAK ŞART
Polat, “Ülkemizde çocuk ve ergenlerin onda birinde ve gençlerimizin beşte birinde migrene bağlı baş ağrısı sorunu bulunuyor. Bu tıp hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanıyor. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi bu sebeple okula yahut işe gidemiyor” açıklamasında bulundu.
Son 3 ay içinde yaşanan baş ağrısı ait, “Midenizde bulantı yahut rahatsızlık hissettiniz mi?, Baş ağrısı sırasında ışık rahatsız etti mi? Baş ağrılarınız en az bir gün işten güçten kısıtladı mı?” sorularına en az 2 evet cevabı veren bireylerde migren olabileceğini belirten Polat, hastalığın teşhisi ve gerçek idaresi için baş ağrısı uzmanına başvurmanın ehemmiyetini vurguladı.
“MİGREN KESİNLİKLE TEDAVİ EDİLMELİ”
Burcu Polat, migreni tedavi etmeden baş ağrısı çekmenin ya da çok ölçüde ağrı kesici alarak sonlanmasını beklemenin hakikat bir metot olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan halde tüketmek çok ziyanlıdır. Birebir halde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak bireylerin hayat kalitesini bozduğu üzere beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açar. Migren bu sebeple kesinlikle tedavi edilmelidir. Ayrıyeten botulinum toksin uygulaması da tedavi formüllerindendir. Ama migren kelam konusu ise ‘botoks’ uygulaması başağrısı konusunda uzman olan nöroloji yahut algoloji tabibi tarafından yapılmalıdır.
Migren tedavisinde bir mucize üzere gösterilen aşı tedavisi seçeneğini ise aktif lakin kesin bir tahlil değildir. Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç kümesi dirençli migren hastaları başta olmak üzere kıymetli bir tedavi seçeneğidir. Tüm dünyada yıllardır ve ülkemizde de geçen yıldan beri kullanılıyor. Fakat bu ilaçların şimdi SGK geri ödemesi yok. Bu tedavi tek bir sefer yapılacak bir uygulama değil ve kesin kür vaadi içermiyor. Dirençli olgular için ise yeni ve tesirli bir yoldur.”
KAHVE, YEŞİLÇAY VE LAVANTA ÖNERİSİ
Başağrısı tedavisinde beslenme dayanağı sağlayan bitki, baharat ve besin desteklerine değinen Polat, “Bitkilerden kahve, nane ve lavanta esansiyel yağı, yeşil çay kullanılabilir, desteklerden ise magnezyum disitrat, riboflavin, koenzim Q10 yahut alfa lipoik asit uzman önerisi ile denenebilir. Baharatlardan zencefil ve zerdeçal ölçüsü ayarlanarak kullanılabilir” tabirlerini kullandı.
